Çok kötü

Işid’in elinden kaçan kadınların anlattıkları kan donduran cinsten. Duyduklarınız hayatınız bir travmaya neden olabilir.IŞİD’in elinde aylarca rehin kaldılar, birleşme kölesi olarak alınıp satıldılar, fiziksel ve zorla birlikteliğin her türlüsünü yaşadılar. IŞİD’den kurtulmayı başaran Ezidi kadınları Irak’ın Kuzeyinde, Dohuk’taki Baadre, Şeriye ve Kepertu mülteci kamplarında bulduk. İnsanlığın yüz karası Yedi kez köle olarak satılan kadınlar, annesinden koparılan çocuklar, intihar edenler, ‘İntihar edersem ailem cesedimi bulamaz’ diye hayatta kalanlar. 10 yaşındaki kız çocuklarından çocuklu kadınlara kadar işkence ve zorla birlikteliğe maruz kalan Ezidilerin anlattıklarını duydukça çok şaşıracaksınız. Böyle bir eziyetin nasıl Müslümanlık adına yapıldığını anlamak zor. Müslümanlık böyle bir şey değil. Özellikle kadınlara yaptıkları ile insanları hayrete düşüren bu iğrenç topluluk hakkında kadınların anlattıkları kan donduruyor. Dalia, 19 yaşında, Irak’ın Kuzeyinde Şengal Dağı’ndaki Herdan köyünden. Işid’in elinde dokuz ay esir kalan, 4 Nisan 2015’te özgürlüğüne kavuşan Dalia’nın yaşadıklarına ‘vahşet’ demek hafif kalır. İnsanlık onurunu ayaklar altına alan her türlü zorla birliktelik, işkenceye maruz kalan, tam 7 kez Işid militanları tarafından alınıp satılan Dalia ile konuşurken çok dikkatli davranmaya çalışıyorum. Konuşurken sık sık duraksıyor, gözleri doluyor, arada susup derin nefes alıp veriyor. Dalia, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: lisede edebiyat okuyordum, son sınıfa geçmiştim. 3 Ağustos sabahı kalktığımda IŞİD militanları köyümüzü basmıştı, herkes kaçıyordu. Bizi yakaladılar, hepimizi bir yerde toplayıp ‘ya Müslüman olacaksınız ya da öleceksiniz’ dediler. Korkudan hepimiz ‘tamam’ dedik. Buna rağmen köydeki erkeklerin hepsini toplayıp götürdüler. Bir daha onlardan haber alamadık. Kadınları gençler ve yaşlılar olmak üzere iki gruba ayırdılar. Genç kızları çocuklarla birlikte Telafer’e götürdüler. Sonra yanımızdaki 5 yaşından büyük erkek çocuklarını götürdüler, kardeşim de onların arasındaydı. Bizi Telafer’de bir okula kapattılar. Orası köle pazarı gibiydi. Her gün Işid’in emirleri (yüksek rütbeli savaşçıları) gelip aramızdan birilerini seçip satın alıyordu. Aralarında Türkler, Almanlar, Çeçenler de vardı. 12-13 yaşlarındaki kızları satın alıyorlardı. IŞİD’cilerin arasından Telaferli bir Türkmen de beni alıp evine götürdü. evinde karısıyla üç çocuğu vardı.